x
sadsad x
asdasd

Yeni Doğmuş Yavru Kedi Bakımı

17 Ağustos 2022
Yeni Doğmuş Yavru Kedi Bakımı

YENİ DOĞMUŞ YAVRU KEDİ BAKIMI

 

Anne kedinin geçirdiği gebelik süreci yeni doğan yavru kedilerin sağlığı açısından oldukça önemlidir. Kedi yavruları dünyaya geldiklerinde bakım, beslenme ve korunma gibi yaşamsal süreçlerde annelerine bağımlıdırlar. Bu bağlamda doğum sonrasında hem anne hem de yavruların bakımı titizlikle yapılmalıdır. Sağlıklı bir doğum ve yavru bakımını garanti altına almanın en etkin yolu bu süreci bir veteriner hekim kontrolünde gerçekleştirmektir. Böylelikle herhangi bir doğum problemine anında müdahale edilebilecek ve yavruların yaşama gücünü arttırmak için gerekli işlemler alanında uzman kişilerce yapılmış olacaktır. Koşullar tüm sürecin bir veteriner hekim kontrolünde gerçekleşmesine uygun değil ise, en azından doğum sonrası anne ile yavruların muayeneye götürülmesi ve gerekli kontrollerin gerçekleştirilmesi yerinde bir uygulamadır.

 

Yeni doğmuş kedi yavrusu bakımında dikkat edilmesi gereken noktalar nelerdir, yavru kediler nasıl ve ne sıklıkla beslenmelidir gibi sorulara gelin birlikte bakalım.

 

YAVRU KEDİ SAHİPLENİRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR

 

Yavru kedi sahiplenme ya da sahiplendirme sürecinin en kritik noktası yavrunun anneye bağımlılığının bitmiş olmasıdır. Diğer bir deyişle yavrular sütten kesilmiş olmalıdır. Minik dostunuzu bir an önce evinize getirmek istiyor olabilirsiniz; ancak onun sağlığı ve mutluluğu için emzirme dönemi sonuna kadar sabretmeniz gerekmektedir. Sokakta karşılaşabileceğiniz yavrular için de aynı süreç geçerlidir.

 

Dışarıda bulduğunuz yeni doğmuş bir kedi yavrusunu korunaklı, sıcak ve sevgi dolu bir yuvaya kavuşturmak ya da ona bir yuva olmak istiyor olabilirsiniz. Fakat yavru alınıp götürülmeden önce bir süre gözlem yapılarak anne kedi beklenmelidir. Yavru kedinin yalnız olduğundan emin olunduğunda, ani hareketlerden kaçınılarak yavru kedi ürkütülmeden kuru bir havlu ya da bez ile sarılarak uygun bir taşıma kabına koyulabilir. Taşıma için karton kutu gibi bir materyal kullanılacaksa yeterli aydınlatma ve havalandırmanın sağlandığından emin olunmalıdır.

 

YAVRU KEDİLER İÇİN TEMEL BAKIM GEREKSİNİMLERİ

 

Yavru kediler en az dört haftalık olana kadar vücut sıcaklıklarını etkin olarak kontrol edemez, kolayca üşüyebilir ve bu durum hayati bir tehlike oluşturabilir. Anne kediler 38-39°C’lik vücut sıcaklıkları ile yavrularının ısınmasını sağlarlar.

 

Kedi yavrusuna dokunduğunuzda onun soğuk olduğunu hissediyorsanız, halsizlik ve dış uyaranlara karşı zayıf tepkiler veya tepkisizlik varsa yavru üşüyor olabilir. Böyle bir durumda hipotermiyi önlemek için vücut sıcaklığı bir an önce normale döndürülmelidir. Isıtma için ısıtıcı pedler ya da ısıtma yastıkları kullanılabilir. Yavru kediyi avuçlarınızın içine alıp hafifçe ovalamak, vücut sıcaklığının yükselmesine ve kan dolaşımına yardımcı olabilen bir uygulamadır. Vücut sıcaklığını yükseltmek için gerekiyorsa biberon ile besleme yapılmalı ve yavru tamamen ısınana kadar beslemeye devam edilmelidir.

 

Yavru kediler ıslanmaya karşı oldukça hassastır ve bu durum onların üşümesine neden olabilir. Yavru kedilerin ıslanmaması için gerekli tedbirler alınmalıdır. Herhangi bir sebeple ıslanmış ise mümkün olan en kısa sürede kurutulmalıdır. Yavrunun temizlenmesi gerekiyorsa, vücudun sadece kirlenmiş olan bölgesi ıslak bir bez ile silinebilir ve sonrasında hızlıca kurutulur. Kurutmada en etkin yöntem hafif güçte çalışan bir saç kurutma makinası ya da benzer bir ekipmanın kullanılmasıdır.

 

Üşümeyi engellemek için alınan yoğun tedbirler bazı durumlarda vücut sıcaklığının fazla yükselmesine neden olabilir. Barındırma ortamı fazla sıcak olduğunda yavrunun ortamdan uzaklaşabilmesi için imkan sağlanmalıdır.  

 

YAVRU KEDİLERİN GELİŞİMİ

 

Bir yavru kedinin doğum sonrası ilk iki aylık büyüme dönemini bir gelişim fırtınası olarak adlandırmak mümkündür. Yavrular doğum sonrası tamamen savunmasız ve bakıma muhtaçtır, duymaz ve görmezler, avuç içerisine sığacak kadar küçüktürler, vücut sıcaklıklarını dengeleyemezler, annelerini emebilmek için bile çoğu zaman desteğe ihtiyaç duyarlar, hatta dış uyarım olmadan dışkı ve idrarlarını bile yapamazlar. Ancak iki aylık olduklarında artık koşmaya başlarlar, ergin kedilerin yapabildiği birçok aktiviteyi gerçekleştirebilirler ve içgüdüleri gereği avcılık yeteneklerini geliştirecek oyunlar oynarlar. İlk iki aylık dönemin tümünde bakım ve beslenme gereksinimleri aynı değildir. Bu sürecin doğru yürüdüğünden emin olmak ve gerektiğinde müdahale edebilmek için haftalık gelişim adımlarının iyi bilinmesi gerekmektedir.

 

Yeni doğan kedi yavruları ırk özellikleri ve yavru sayısına bağlı olarak ortalama 50-150 g ağırlıktadır. Gebelik döneminde anne ile bağlarını sağlayan göbek kordonu doğum sonrası ortalama 4-5 günde kendiliğinden düşer. Bu süreçte minik dostumuzun henüz dişleri yoktur. Kulak kanalları ortalama 7. gün civarında yavaş yavaş açılmaya başlar. Gözler ise 8-12. günler arasında açılmaya başlayacaktır. Bir gözün diğerinden önce açılması, karşılaşılabilen bir olgudur. Böyle bir durumda müdahalede bulunulmamalı, gözlerin olağan hızında açılmasına izin verilmelidir. İki haftalık olduklarında gözleri tamamen açılmış olsa da görüşleri hala zayıftır ve uzak mesafeleri net göremezler. Üçüncü hafta civarında yavrumuzun ilk dişleri (ağzın ön kısmında yer alan kesici dişler) çıkmaya başlayacaktır. Dört haftalık olduklarında kesici dişlerinin yanında yer alan köpek dişleri, beşinci haftada ön azı dişleri, altıncı haftada ise azı dişleri görülmeye başlanacaktır. Bir buçuk aylık bir yavrunun ortalama 650-750 g ağırlıkta olması ve görme-duyma işlevlerinin tamamlanmış olması beklenir. Yedi hafta civarında yavrunun göz rengi değişmeye başlayacak ve değişim süreci sekiz haftalık olduğunda tamamlanacaktır. İki ayını tamamlamış bir yavruda tüm süt dişlerinin çıkmış olması, kulakların normal görünümde ve baş ile orantılı büyüklükte (ırk özelliklerine bağlı olarak değişiklik göstermektedir) olması beklenmektedir.  

 

Büyüme sürecinde sinir sistemi gelişimi de devam ettiği için kas seğirmeleri ve uyku esnasında titremeler normaldir. Yaklaşık üçüncü haftada yavrumuz ilk titrek adımlarını atmaya başlayacak, dördüncü haftada ise dengenin sağlanması ile birlikte daha özgüvenli ve düzgün adımlar gözlenecektir. Doğaları gereği meraklı olan yavru kediler yürüme işlevlerinin gelişmesi sonrasında çevrelerini keşfetmeye oldukça istekli hale gelecektir.

 

İlk 3-4 hafta boyunca anne kedi tuvalet sonrası yavrularını yalayarak temizler. Annesi olmayan bir yavrunuz varsa bu işlemi hafif nemli bir bez ile sizin yapmanız gerekmektedir. Kum eğitimine yavrunun gelişim durumu göz önünde bulundurularak 3-6 hafta arasında başlanabilir. Tuvalet sürecini izlemek ve özellikle dışkıyı takip etmek bazı hastalıkların erken fark edilmesi açısından önemlidir. Normal bir dışkı hafif katı kıvamda ve kahverengi olmalıdır. Dışkı kıvamında (yumuşama veya sertleşme) ya da renginde (kırmızımsı, kanlı, mukuslu, siyah, turuncu, açık sarı ya da beyaza yakın gri gibi) bir değişim görülmesi durumunda vakit kaybetmeden veteriner hekiminiz ile iletişime geçmeniz önerilmektedir. İdrar rengi ve berraklığında meydana gelen değişimler de sağlık açısından oldukça önemlidir. Yeteri kadar sıvı alabilen ve boşaltım sistemi düzgün çalışan bir yavrunun idrarının berrak ve soluk sarı renkte olması beklenir. İdrar renginde ya da berraklığında bir değişim gözlenirse veteriner hekime başvurulmalıdır.

 

YAVRU KEDİLERİN BESLENMESİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

 

ANNE KEDİ VE YAVRULAR

 

Yeni doğan kediler için anneleri ile geçirecekleri ilk üç hafta gelişimleri için en önemli süreçtir. Yeteri kadar anne sütü içebilen yavrularda hızlı bir gelişim süreci gözlenir. Emzirme sürecinin düzgün olabilmesi için anne ve yavru kedilerin konforlu (rahat ve sessiz) bir ortama ihtiyaçları vardır. Bu gereksinimlerin sağlanması, beslenme düzeni oluşturmak ve normal gelişim süreçlerinin sağlanabilmesi için çok önemlidir. Yavrunun tüm beslenme gereksinimlerini karşılayabilecek miktar ve yoğunlukta süt üretimi için, emziren anne kedinin özel olarak formüle edilmiş mamalar ile beslenmesi gerekmektedir.

 

Emzirme sürecinde anne ile yavruların bağını zedelememek için yavrulara mümkün olduğunca az temas edilmelidir. Sağlıklı bir anne, yavrusunun tüm gereksinimlerini (vücut sıcaklığının sağlanması, beslenme, dışkı ve idrar yapabilme gibi) karşılayabilir. Bu bağlamda yavru sağlığı ve gelişimi için öncelikli olarak annenin konforu önemlidir. Anne ve yavrular için oda sıcaklığında, kuru, aşırı aydınlık ya da karanlık olmayan bir ortam ve fazla sert ya da fazla yumuşak olmayan bir zemin temin edilmelidir.

 

YAVRU KEDİLERDE ANNE SÜTÜNDEN MAMAYA GEÇİŞ

 

Yavru kedileri erken sütten kesmek ve mamaya geçirmek yanlış bir uygulamadır. Sütten kesilme sürecinin anne ve yavru arasındaki doğal akışına dışarıdan müdahale edilmemelidir. Ancak yavruların mama ile tanışmaları için birinci aydan itibaren önlerinde mama bulundurulması doğru bir uygulamadır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta yavruya sunulacak olan mamanın, sütten kesim sonrası verilecek mama olmasıdır. Sütten kesme ve mamaya tam geçiş ortalama iki aylıkken olmaktadır. Yavru kediler, küçük vücutlarına rağmen oldukça iştahlı olsalar da sindirim sistemi kapasiteleri sınırlıdır. Bu yüzden tek bir öğünde çok fazla mama vermek uygun değildir. Bunun yerine günlük toplam porsiyonun 4-6 öğün halinde sunulması daha doğru bir yaklaşımdır.

 

Hızlı gelişen yavru kedilerin beslenme gereksinimleri de oldukça yüksektir. Büyüme döneminde yavru kedilerin sindirim sistemi özellikleri ve beslenme gereksinimlerine uygun olarak hazırlanmış mamaların kullanılması, sağlıklı bir gelişim sürecini garanti altına almanın en ideal yoludur.

 

Altıncı aydan sonra öğün sayısı azaltılabilir. Yavrular ortalama bir yaşını tamamladıklarında yetişkin mamasına geçilebilir. Yetişkin mamasına geçiş hakkında detaylı bilgi almak isterseniz ‘’ kedilerde mama değişimi’’ yazımıza göz atabilirsiniz.

 

YAVRU KEDİLERE MAMA DIŞINDA HANGİ YİYECEKLER VERİLEBİLİR?

 

Özel formüller ile beslenen yavrular tavsiye edilen miktarda (genellikle paket üzerinde mevcuttur) mama tüketiyorsa herhangi bir ek beslemeye ihtiyaç yoktur. Yavru kedilere mamaya ek olarak sıklıkla verilen özellikle süt, yoğurt, peynir, çiğ et ve et ürünleri, sofra artıkları gibi yiyecekler hayvan sağlığını tehdit etmektedir.

 

Sütten kesilmiş bir kedi yavrusunun sindirim sistemi özellikleri süt ve süt ürünlerini etkin şekilde sindirmeye uygun değildir. Aynı şekilde bu hayvanların beslenme rutinlerinde baharat, acı, salça ve sos gibi ürünlerin yeri yoktur. Kediler normal beslenme düzenlerinde karbonhidrat bakımından zengin ürünleri ya da sebzeleri tercih etmezler. Bu ürünlerin aşırı tüketilmesi çoğu zaman sindirim sistemi problemlerine yol açmaktadır. Özel formüllerin kullanılamadığı hallerde yavrunun beslenmesi bakımından eksiklik oluşturan besin maddeleri tespit edilerek bunların tamamlanmasına yönelik bir besleme programı düzenlenebilir.

 

YAVRU KEDİLER NE ZAMAN SU İÇMEYE BAŞLAR?

 

Yavru kedilerin sadece anne sütü ile beslendiği dönemde su içmeye ihtiyaçları yoktur. Metabolik fonksiyonlarının normal sürdürülebilmesi için gereksinim duyulan su anne sütü ile karşılanabilmektedir. Yaklaşık dört haftalıkken mama ile tanışmaya başladıkları dönemde yavaş yavaş su tüketimine de adaptasyon sağlanmalıdır. Bunun için mama ve su kaplarının yan yana koyulması faydalı bir uygulamadır. Yavru su içmeyi reddediyorsa suluk rengi ya da yeri değiştirilebilir. Kısacası mama sunulmaya başladığında aynı anda su temini de sağlanmalıdır.

 

Yavru kedilerin ihtiyaç duyduğu su miktarı tüketilen mamanın niteliği (mamada bulunan su, protein, tuz ve mineral düzeyi gibi), çevre sıcaklığı ve aktivite durumu gibi etmenlerden etkilenmektedir. Kuru mama tüketen bir yavru kedinin su ihtiyacı, tükettiği mamanın en az 3 katı kadardır. Örneğin 100 g mama yiyen bir kedinin en az 300 ml suya ihtiyacı vardır. Hayvan sağlığı için en temel beslenme gereksinimlerinden olan suyun devamlı sağlanması çok önemlidir. Yavru kediler istedikleri zaman taze ve temiz içme suyuna ulaşabilmelidir. Su tüketimini teşvik etmek için hayvanlara sunulan içme suyunun sıcak ya da soğuk olmaması (10-15 °C idealdir) gerekmektedir.

 

 

Doç. Dr. Eren KUTER

MAKÜ, Veteriner Fakültesi, Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Anabilim Dalı

Paylaş :
T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.