x
sadsad x
asdasd

Barf Diyeti Nedir?

19 Ocak 2023
Barf Diyeti Nedir?

BARF Diyeti

 

Evcil hayvan sahipleri kedi ve köpek dostları için her zaman en iyisini istemektedir. Özellikle beslenme düzeni konusunda evcil dostlarımız için en doğru ve sağlıklı olanı yapmak isteriz. Günümüzde evcil hayvanların beslenme düzeni konusunda farklı besleme yaklaşımları söz konusudur. Bunların hepsinin kendine göre artıları ve eksileri bulunmaktadır. Evcil dostumuzun beslenme düzenine karar verirken onun biyolojik özelliklerini mutlaka göz önüne almalıyız. Kedi ve köpek beslemede son dönemde sıklıkla duyulan BARF diyeti nedir? Gelin birlikte bakalım.

 

Çiğ Et Temelli Besleme Yaklaşımları

 

Çiğ et temelli besleme yaklaşımları kedi ve köpeklerin milyonlarca yıl boyunca çiğ et ile beslendiği ve bu durumun onların biyolojilerinin temel taşı olduğu prensibine dayanmaktadır. Etobur ve avcı canlıların evrimsel süreçlerinin başlangıcındaki beslenme şekli göz önüne alınarak oluşturulan çiğ et temelli beslemenin farklı şekilleri bulunmaktadır. Bunlardan biri av modeli, diğeri ise BARF modelidir. Av modeli bir köpeğin ya da kedinin doğada ne yiyebileceğini taklit etmektedir. Bu diyet modelinde evcil hayvanlara tavuk, bıldırcın ya da tavşan gibi av hayvanları verilmektedir. Av hayvanlarının tüketilmesi sayesinde ihtiyaç duyulan tüm besin maddelerinin sağlanacağı düşünülmektedir. BARF diyette ise çiğ hayvansal dokuların yanında bir miktar da bitkisel içerik hayvanlara sunulmaktadır. 

 

BARF Diyet Nedir?

 

Halk arasında çiğ et diyeti ya da çiğ besleme olarak bilinen BARF İngilizce terminolojideki [Biologically Appropriate Raw Food (biyolojik olarak uygun çiğ gıda) ya da Bone And Raw Food (kemik ve çiğ gıda)] ilk harfler kullanılarak yapılmış bir kısaltmayı temsil etmektedir. Bu diyet modelinin destekçileri evrimsel süreçte değişen besleme koşulları ile kedi ve köpeklerde birçok hastalığın (obezite, kanser, diyabet ve çeşitli alerjiler gibi) ortaya çıktığını düşünmekte; çiğ beslemenin sindirim sistemi sağlığını koruduğu ve hayvan sağlığı açısından da daha uygun olduğu görüşünde birleşmektedir.

 

Tipik bir BARF diyet, hayvansal (%60-80) ve bitkisel ürünlerin (%20-40) bir kombinasyonudur. Çiğ hayvansal ürünler olarak et, kemikli et, çiğnenebilir nitelikte kemik, karaciğer ve diğer sakatatlar (salgı bezleri, kalp ve böbrek gibi) kullanılırken; bitkisel içerik olarak genellikle sebze, meyve ve tahıllar tercih edilmektedir. Ticari mamaların da hayvansal ve bitkisel ürünler ile yem katkı maddelerinin bir bileşimi olduğu düşünüldüğünde, BARF beslemede uygun kombinasyonlar ve gerekli durumlarda katkı maddeleri ile kedi ve köpeklerin beslenme gereksinimlerini karşılayabilmenin mümkün olabileceği görülmektedir. Ancak BARF beslemenin çok sayıda risk içerdiği de unutulmamalıdır.

 

BARF diyet savunucuları;

 

- Doğal hayatı taklit eden çiğneme, koparma ve parçalama davranışlarının çene, boyun ve omuzları güçlendirdiğini, 

 

- Kemiğin çiğnenmesi ile diş plaklarının temizlendiği ve ağız kokusunun önlendiğini,

 

- Tendon ve kıkırdak gibi dokuların doğal bir diş macunu görevi gördüğünü, 

 

- Çiğneme işleminin uzun sürmesinin sindirim sisteminin diğer kısımlarını (mide, bağırsaklar ve salgı bezleri) sindirime hazır hale getirdiğini,

 

- Doğal beslenme davranışının sinir sistemini koruduğunu ve bağışıklık sistemini güçlendirdiğini düşünmektedir.

 

Kedi ve köpek ticari mamaları formüle edilirken 40’tan fazla besin maddesi tek tek hesaplanarak uygun ham madde bileşimi sağlanmaktadır. Hayvanların farklı yaşam evrelerinde beslenme gereksinimlerinin de farklılaşacağı göz önüne alınmalıdır. Standart bir BARF diyet kombinasyonu, ömür boyu yeterli ve dengeli beslenmeyi temin edemez. Fizyolojik durum ve çevresel etmenlere göre diyet formülü de güncellenmelidir. Kullanılan ham madde ne kadar kaliteli olursa olsun tek yönlü beslenmenin hayvan sağlığını olumsuz etkileyeceği unutulmamalıdır.

 

Çiğ ve bütün kemik tüketimi, sindirim sistemi sağlığı açısından uygun değildir. Özellikle kabaca kırıldıktan sonra yutulmaya çalışılan sivri uçlu kemik parçaları sindirim sisteminde batma, kanama ve yırtılma gibi durumlara neden olabilmektedir. Ayrıca sindirim sistemi enzimleri kemikleri parçalayamaz; başka bir deyişle kemikler sindirilemez. Büyük kemik parçalarının sindirim sisteminde tıkanmaya da neden olabileceği unutulmamalıdır.

 

Çiğ hayvansal ürün ile beslemedeki en büyük risklerden biri mikrobiyal (bakteri, virüs ve parazitler) kontaminasyondur. BARF diyet tercih edilecekse ham maddeler mutlaka güvenilir kaynaklardan temin edilmelidir. Ürünler uzun süre bekletilmeden (özellikle sıcak havalarda) servis edilmeli ve tüketildiğinden emin olunmalıdır.

 

Yukarıda belirtilen tüm görüşlerin yalnızca birer iddiadan ibaret olduğu unutulmamalıdır. BARF beslemenin olumlu ya da olumsuz yanlarına yönelik bilgiler bulunsa da bunların büyük çoğunluğu internet kaynaklarıdır ve görüşleri destekleyen kanıtlar sunulmamaktadır. Sonuç olarak konu hakkında yeterli bilimsel kanıt mevcut değildir. Bu sebeple dünya çapında saygın Veteriner Hekim Dernekleri BARF diyetin sağlık risklerinin henüz tam olarak bilinmediğini bildirmekte ve bu konuda hayvan sahiplerinin uyarmaktadır.

 

 

Doç. Dr. Eren KUTER

MAKÜ, Veteriner Fakültesi, Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Anabilim Dalı

Paylaş :
T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.